Bir süredir ortalığı kasıp kavuran iPhone 15 ailesi, seriye uzun zamandır beklenen çok sayıda özelliği kullanıcılarla buluşturdu. Sizlerin bu cihazların kendi aralarındaki ve diğer iPhone’larla aralarındaki farkı anlayabilmesi adına birbirinden farklı içerikler sunmuştuk. Öte yandan “bu cihazlara geçmeye gerek var mı, yok mu?” sorusunu da cevaplamıştık.
Kısa zaman içinde ortaya çıkan problemler, iPhone 15 ailesine birçok kişinin sırtını dönmesine sebep oldu. Bu problemlerin arasında telefonlar tanıtıldığı sırada ortaya çıkan hayal kırıklıkları da var, zaman içinde deneyimle ortaya çıkanlar da. Biz de bunları tek bir yerde topluyoruz.
Sağlamlıkla başlayalım. Yapılan bir teste göre Pro modellere sağlamlık katması beklenen titanyum, hayal edilen performansı vermiyor.
JerryRigEverything kanalının yaptığı sağlamlık testinde telefon, (spesifik olarak Pro modeli) bükülme testinde sınıfta kalıyor. Zira telefonun arkası ilk denemede çatlıyor. Webtekno sağlamlık testinde başına gelecekleri siz düşünün.
Pro modellerin performans konusunda da çözülmesi gereken ufak problemleri var.
Zira Resident Evil Village ve Assassin’s Creed: Mirage gibi oyunları oynatabilen telefonu deneyimleyenler, oyun oynandığı sırada normalin üstünde bir ısınma olmasından şikâyetçi. Umarız güncellemelerle bu sorun çözülür.
“Hızlı dosya aktarımı, fotoğrafçılıkta olduğu gibi benim işim için de kritik” diyorsanız kötü bir haberimiz var.
iPhone 15 ailesinin baz modellerinde type-c bulunmasına karşın USB 2.0 teknolojisi kullanılıyor. USB 3.0 hızını istiyorsanız Pro modellerine yönelmeniz gerekiyor. Android tarafının amiral gemilerinde bu standart olurken Apple’ın böyle bir ayrım yapması ne kadar gerekli, bilemedik.
“Ben de gider Pro/Pro Max alırım o zaman” diyorsanız, yine kötü haberimiz var.
Apple, USB 3.0 hızını destekleyen iPhone 15 Pro Max’i satın alsanız da kutuda USB 2.0 destekleyen bir kablo veriyor. Yüksek dosya aktarımı için bu telefonu aldıktan sonra bir de kablo almanız gerekiyor. Adaptör kısmına girmiyoruz bile.
Type-C yeniliğini (!) de araya sıkıştıralım.
Apple bunu yenilik ve standart olarak gördüğünden cihazlarına eklemedi. Bunun sebebi, bizim de birçok kez haberleştirdiğimiz üzere Avrupa Birliği’nin tek tip zorlaması. Bu durum her ne kadar sevindirse de bunu maalesef şirket üzerine yoramıyoruz.
Şimdi gelelim baz modellere. 60 Hz ekran ve iPhone 15’in alakası, şu görsel gibi olmalıydı:
Artık orta sınıf telefonlarda bile en az 90 Hz ekran tazeleme hızı görürken böylesine güncel bir cihazda 60 Hz değerini görmek insanı üzüyor. Bir Apple geleneği olarak Pro modellerdeki özellikleri bir sonraki seride baz modellerde görüyoruz. iPhone 14 tarafındaki Pro modellerde 120 Hz değerini görmüşken şimdiki modellerde gözümüz bunu aradı.
Tabii 60 Hz konusuna gelmeden önce belirtmemiz gerekenler var. iPhone 15 ailesinin baz modelleri adeta üvey evlat muamelesi görmüş.
Telefoto kamerayı mı beğendiniz? Baz modelde yok, onun yerine dijital zoom’un bir tık üstü var. Titanyum gövde mi ilginizi çekti? O da baz modelde yok. Hızlı dosya aktarımı sizi heyecanlandırdı mı? Baz modelde yok.
Araç kilidi açıp, ev aletlerini tek tuşla kontrol edenleri görüp aksiyon tuşuyla yapacaklarınızı mı hayal ediyorsunuz?
Çok da heyecanlanmayın. Zira baz modellerde hâlâ sessize alma tuşu var. “Bunca yenilikten mahrum kalmış iPhone 15 ve iPhone 15 Plus modellerinde tam olarak ne yenilik var?” diye merak ediyorsanız iPhone 15 ailesini kendi içinde karşılaştırdığımız ve baz modeli iPhone 14 ile karşılaştırdığımız içeriklere göz atabilirsiniz.
Son bir noktaya daha değinelim. iPhone 15 Pro’lardaki renk değişimi konusu pek de düşünüldüğü gibi değil.
Ortaya çıkan iddialar, kullanım sırasında Pro modellerdeki titanyum gövde üzerinde izler oluştuğunu, bu bağlamda da kasanın aşındığını söylüyordu. Fakat böyle bir durum yok. Titanyumun yapısı gereği bu izler, iPhone 15 Pro’lardaki titanyum kasadan kaynaklanıyor. Titanyum, vücut ısımız, elimizden bulaşan yağ ve su sebebiyle oksidasyon yaşıyor. Hafif nemli bir bezle silindiğinde de renk eski haline dönüyor. Bu sebeple bunu olumsuz yönlere eklemedik.