Husilerin Kızıldeniz’den Süveyş Kanalı’ndan geçen ticari gemilere sardırmayı sürdürmesi ile dünya ticaretinde risk büyüyor. Dünya ticaretinin yüzde 96’sı denizyoluyla yapılıyor bunun yüzde 30’dan fazlası ise Kızıldeniz hattından gerçekleşiyor. Krizin daha da uzun sürmesi dünya ticaretini de tehlikeye sokuyor.
Drewry Dünya Konteyner Endeksi 22 Şubat 2024 haftasında 40ft’lik konteyner başına 3 bin 659 dolara yükseldi. Geçen yılın aynı haftasıyla karşılaştırılınca yüzde 93 artış var. Endeks Kızıldeniz’de kriz başladığından bu yana en yüksek değeri 23 Ocak haftasında gördü ve 3 bin 964 dolara çıktı. Pandemi öncesi 2019’da ise ortalama oran olan bin 420 dolardı. Kızıldeniz’de saldırıların devam etmesi maliyetlerin katlanmasına iç piyasada ithal ürün fiyatlarının artmasına neden oldu. Özellikle elektronik ve otomotiv ürünlerinde fiyatlar artıyor.
VATANDAŞA YÜK GETİRİR
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Şener, Asya’dan Türkiye varışlı her yıl ortalama 600 bin konteyner geldiğini vurgulayarak krizden önce ortalama konteyner fiyatının 2. bin-2 bin 500 dolar olduğunu şimdi fiyatın 6 bin dolara yükseldiğini, toplamda yaklaşık 3 milyar dolarlık ek maliyet artışı yaşandığını dile getirdi.
Teslim sürelerinin de 30 gün uzadığına dikkat çeken Şener, “Şimdi teslim süreleri 55-60 güne çıktı. Firmalar bu sefer de stok biriktirmek zorunda kalacaklar. Bu da ek maliyet yaratır. Gelen her ek maliyet vatandaşa giden ürüne yansır. Taşımaları havayolu ile yapmak çok pahalıya patlar. Uçakla bir ton ürün getirmenin maliyeti 80 bin dolar. Taşımaların bir kısmı Ümit Burnu üzerinden geliyor ama yol uzadığı için orada da maliyetler yüksek” diye konuştu.
Şener, özellikle Asya pazarından girdi ürün ya da hammadde alıp üretim yapan firmaların bu süreçten olumsuz etkilendiğini, Avrupa pazarında Asya ürünleriyle rekabet eden ihracatçı firmalar varsa onların avantaj sağlayabileceğini aktardı.
27 SEKTÖRÜ ETKİLEYEBİLİR
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, kriz dolayısıyla ürün teslimatlarında yaklaşık bir ay süren gecikme yaşandığını belirterek “Özellikle Uzakdoğu ülkelerinden alınan ürünlerde navlun fiyatları 3-4 katına çıktı. İhracatçılarımız kontratlı satışlarda fiyat değişimi yapamayacağı için maliyet yükü ihracatçılarımız üzerinde kalabilir” dedi.
Hammaddesini Uzakdoğu ya da Hindistan’dan ithal eden ve ürettiği malı bu bölgeler veya Ortadoğu ve Afrika ülkelerine ihraç etmeye çalışan her sektörün bu durumdan olumsuz etkilendiğini dile getiren Pelister, “Sektörümüz hammadde bakımından yüzde 70 dışa bağımlı ve bu oran plastik ürünlerinde yüzde 90’a varıyor ayrıca kimya sektörümüz diğer tüm sektörlere de girdi sağladığı için bu kriz süreci diğer 27 sektörün üretim ve ihracatına olumsuz etki edebilir” diye konuştu.