O çocuk o gün futbola aşık oldu.
Babasına, “ben futbolcu olacağım” diye diretti.
Baba sert mizaçlı biriydi.
Bir şart koştu.
“Futbol oyna ama mutlaka okuyup bilim insanı da ol.”
Okudu.
Elektronik ve Telekomünikasyon Mühendisi oldu.
O çocuk Beşiktaş’ın yeni teknik direktörü Fernando Santos’tu.
Futbola stoper olarak başlayan uzun boylu, geniş omuzlu Fernando Santos teknik direktörlük döneminde Portekiz’in en popüler ismiydi.
”Ülkesinde özel bir adam” olarak kabul ediliyor.
Portekizli futbol severler onu Portekiz Cumhurbaşkanı Marcelo Rebelo de Sousa ile bir tutuyor.
Fernando Santos’un futbol kariyeri biliniyor.
Özel yaşamıyla ilgili bilinmeyenleri sıralayalım.
Öncelikle çok entelektüel bir kişilik.
Çok kitap okuyor.
İnsani değerlere çok önem veriyor.
Ailesine çok düşkün.
Torunlarıyla zaman geçirmek en büyük tutkusu.
Gezmeyi çok seviyor.
İstanbul’u karış karış gezeceğinden şüphe yok.
Babadan geçen sert mizacına rağmen, futbolcularını evladı gibi görüyor.
Onların sadece futbolda değil kültürel anlamda da gelişimine çaba harcıyor.
Dürüstlük en büyük ilkesi.
Hatayı affeden ama hatada ısrar edeni silen bir yapısı var.
Beşiktaşlı futbolcular sadece bir teknik adamla değil manevi bir babayla karşılaşacaklar.
Tek kusuru sigara tiryakiliği.
Galibiyetle biten maçlarda zaferi arka arkaya yaktığı sigaralarla kutluyor.