Yüksel Aksu’nun yönetmenliğini üstlendiği “Cem Karaca’nın Gözyaşları”, gerek müzik kariyeri gerek hayatıyla ilham veren Anadolu rock müziğinin efsane isimlerinden Cem Karaca’nın yaşamını beyaz perdeye taşıyacak. Usta sanatçı Cem Karaca’yı İsmail Hacıoğlu’nun canlandırdığı filmde, başarılı oyuncuya Fikret Kuşkan, Yasemin Yalçın, Melisa Aslı Pamuk, Buse Buçe Kahraman, Meral Çetinkaya, Melisa Döngel ve Alper Saldıran eşlik ediyor. Onur Böber, Özden Uçar ve Emrah Saltık’ın senaryosunu kaleme aldığı film, Fikri Harika ve Aytaç Medya ortak yapımcılığında çekildi.
IŞIKÇILAR’DAN İTİRAZ VAR
Işıkçılar cemaatinin yayın organı Türkiye Gazetesi’nde yayımlanan bir haberde Cem Karaca’nın hayatını anlatan film “sol yanına atıf yapılıyor” denilerek eleştirildi.
Murat Öztekin imzalı haberde, “Ünlü sanatçı Cem Karaca’nın hayatını anlatan film bol gözyaşı vadediyor. İsmail Hacıoğlu ustalıklı bir performans sergiliyor. Ancak filmde Karaca’nın hep “sol” yanına atıf yapılıyor” ifadeleri kullanıldı.
Haberin tamamı şu şekilde:
“Cem Karaca Türkiye’nin en sıra dışı sanatçılarından biri oldu. Tiyatrocu bir ailede doğdu, ihtirasla müziğe yöneldi ancak sol hareketlere yakın “protest” bir sanat anlayışı güttü. Bu sebeple 12 Eylül darbesine gidilen aylarda hakkında ağır davalar açılıp Almanya’ya kaçmak durumunda kaldı. Ve vatandaşlıktan atıldı! Karaca, yıllarca gurbet hayatı yaşadıktan sonra 1987’de Türkiye’ye dönebildi. Ama bu başka bir “dönüştü”…
İşte Cem Karaca’nın bu sıra dışı portresi üzerinden Türk sinemasındaki popüler sanatçı biyografilerine bir yenisi ilave oluyor. “Dondurmam Gaymak” gibi komedi filmleriyle hatırlanan Yüksel Aksu’nun yönettiği “Cem Karaca’nın Gözyaşları” adlı eserde meşhur sanatçıyı İsmail Hacıoğlu canlandırırken ona Fikret Kuşkan, Yasemin Yalçın ve Kubilay Tunçer gibi usta oyuncular refakat ediyor.
Karaca’nın eserlerinin seslendirildiği müzikal tarafı kuvvetli film, Türk seyircisinin beklentilerine hitap eden unsurlarıyla dikkat çekiyor. Ancak yönetmen Aksu birçok açıdan sınırlanmış bir portre çalışmasına imza atıyor. Karaca’nın hayatının çocukluğundan itibaren ele alındığı eser, daha ziyade sanatçının ailesiyle arasındaki gelgitli ilişkiler üzerinden ilerliyor. Ancak bunlar -belki de haklı olarak- filtreli şekilde perdeye yansıyor. Müzisyenin siyasi sebeplerle yaşadığı sıkıntılar ve sol aktivizmi de öne çıkarılmakla birlikte, Türk bayraklı sahnelerle “yerli bir perspektif” içerisinde sunuluyor.
Bütün bunlar İsmail Hacıoğlu’nun âdeta sanatçıyla bütünleştiği usta oyunculuğu ile resmediliyor. Aktör Hacıoğlu, bizzat mikrofonu eline aldığı sahnelerde de başarılı oluyor.
“Cem Karaca’nın Gözyaşları”, benzeri biyografiler gibi yoğun “gözyaşları” vadediyor ama “Cem Karaca” kısmı kanaatimce yarım kalıyor. Mesela odaklanılan dönem hasebiyle sanatçının açıkça maneviyata yöneldiği yılları ve kendisine yöneltilen haksız suçlamalar tamamen göz ardı edilmiş oluyor. Böylece büyük bir fikrî kırılmaya yer verilmeyerek eksik bir portre çalışmasına imza atılıyor.
Eser tutuk sekanslar barındırmasına rağmen; devir tasvirleri, oyunculukları ve diğer sinema işçilikleriyle yerli biyografiler arasından sıyrılıyor.”